●ƒσяυм нσтgσσ●
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dersler, Proğram Arşivi, Oyun Dünyası, Bilgisayar Teknolojileri ve İnternet, Kültür - Sanat - Tarih, Dizi - Sinema ve Televizyon Dünyası, Müzik, Spor, Güncel Haberler..
 
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri Empty  AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
saat
En son konular
» Sizce En Güzel Türk Yemegi Hangisi
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyC.tesi Mart 14, 2009 12:36 am tarafından nos__

» Lütfen Küfür İçerikli Msjlar Kullanmayınız.!
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyÇarş. Ara. 17, 2008 4:56 pm tarafından nos__

» 20 Temmuz 2008 - PAİNTBALL Turnuvası
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyPaz Tem. 20, 2008 9:06 pm tarafından nos__

» İsİmlerİnİzzz....
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyC.tesi Tem. 19, 2008 9:02 pm tarafından nos__

» Galatasaray -bilgiler-
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyC.tesi Tem. 19, 2008 7:54 pm tarafından nos__

» rap your body beat
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyPerş. Tem. 17, 2008 11:05 pm tarafından nos__

» ZEKERİYA BEYAZ'IN TELEFONUNUN DİNLENDİĞİNE YÖNELİK İDDİA AÇIKLIĞA KAVUŞTU
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyPerş. Tem. 17, 2008 9:31 pm tarafından nos__

» TECRÜBELİLERDEN TAKTİK ALIYORLAR
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyPerş. Tem. 17, 2008 9:29 pm tarafından nos__

» 32 YIL SONRA ÜNİVERSİTEYİ KAZANDI
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyPerş. Tem. 17, 2008 9:26 pm tarafından nos__

web counter


 

 Azerbaycan - Türkiye İlişkileri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nos__
Admin
Admin
nos__


Erkek
Mesaj Sayısı : 118
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 08/07/08

Azerbaycan - Türkiye İlişkileri Empty
MesajKonu: Azerbaycan - Türkiye İlişkileri   Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyCuma Tem. 11, 2008 7:19 pm

AZERBAYCAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke Türkiye olmuştur. İki ülke birbiri için birçok bakımdan büyük önem taşımaktadır. Yeni bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, genç bir ülke olarak karşılaşacağı güçlüklerin üstesinden gelebilmek için Türkiye’nin destek ve yardımlarına ihtiyaç duymaktaydı. Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin çok yönlü bir şekilde geliştirilmesi için elverişli fırsatlar, ayrıcalıklar ve daha da önemlisi halkların aynı istek ve arzularından kaynaklanan talepler ortaya çıkmıştır. Ancak Azerbaycan’ın jeopolitik olarak çok önemli bir konumda yer alması, Rusya, İran ve Ermenistan gibi ülkelerin Azerbaycan üzerinde çeşitli çıkarlarının bulunması, iki ülke ilişkilerinin dış faktörler olmaksızın gelişim göstermesini engellemiştir. Özellikle Rusya’nın, Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra da ülke üzerindeki nüfuzunu koruma çabasında olması, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini gölgelemiştir. Rusya’nın 1990’da Bakü’ye müdahalesinden sonra Azerbaycan’da başa gelen ilk devlet başkanı Ayaz Mütellibov, Rus yönetimine devamlı tavizler vererek Rusya’nın isteklerini karşılamıştır. Milli Meclis’in baskıları sonucunda istifa etmek zorunda kalan Mütellibov’un ardından demokratik seçimlerle başa gelen Ebulfeyz Elçibey yönetimi döneminde Türkiye-Azerbaycan ilişkileri çok sıcak bir döneme girmiş, Elçibey yönetimi Türkiye ile yakınlaşmayı dış politikasında öncelik haline getirmiştir. Bu dönemde iki ülke arasında birçok anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma ve protokollerin başlıcaları şunlardır:

Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Arasında Dostluk, İşbirliği ve İyi Komşuluk Anlaşması (Ankara, 24.01.1992)

Türkiye-Azerbaycan Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (Ankara, 02.01.1992)

Türkiye ve Azerbaycan Arasında Kredi Konusunda Anlaşma (İstanbul, 02.11.1992)

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Eğitim, Kültür, Bilim ve Haberleşme Anlaşması (İstanbul, 06.03.1993)




Bunlar ve diğer anlaşma ve protokoller, iki ülke arasındaki ilişkilerin çok yönlü olarak genişletilmesi ve derinleştirilmesi için güvenilir bir yasal zemin hazırlamıştır. Ancak Elçibey yönetiminin olumlu çalışmalarının yanında, devletteki bozulma ve Karabağ meselesindeki çözümsüzlük gibi nedenlerden dolayı halkta yönetime karşı hoşnutsuzluk başlamış, Rusya’nın da kışkırtmalarıyla meydana gelen darbeden sonra Haydar Aliyev başa geçmiştir. Haydar Aliyev Elçibey döneminin Türkiye yanlısı politikalarından biraz uzaklaşmış, ülke üzerindeki Rus baskısını azaltmak için Rusya’ya yaklaşmıştır. Dolayısıyla bu dönemde Türkiye ile ilişkilerde göreceli bir gerileme yaşanmıştır. Bununla beraber, kısa süre sonra Rusya’nın Azerbaycan’a yönelik taleplerinin Azerbaycan’ın kabul etmek istemediği alanlarda da devam edeceği anlaşılmış, çeşitli düzeylerdeki Rus yetkilileri ile temasların yanında, Aliyev (1993 Ekiminden itibaren) Batılı petrol şirketleri ve yetkilileriyle de temaslarını tam olarak kesmemiştir. Bu dönemde Azerbaycan’ın Batı’ya açılmasında Türkiye yetkilileri yeni devlet başkanı Haydar Aliyev’e yardımlarda bulunmuşlardır. Süleyman Demirel’in arabuluculuğuyla 1993 Aralık’ında Haydar Aliyev’in Paris ziyareti gerçekleşmiştir. Bu, Azerbaycan devlet başkanının Batı’yı ilk ziyareti olmuştur. Arkasından, Aliyev’in Avrupa başkentlerini ziyareti birbirini izlemiştir. Azerbaycan’ın Batı’ya açılarak Batılı petrol şirketleriyle anlaşmalar yapması, Batı’nın müttefiki ve NATO’nun üyesi olan Türkiye’nin de çıkarlarına uygundu. Batılı petrol şirketlerinin Hazar’daki nüfuzunun Rusya aleyhine artması, Türkiye’nin de işine gelmekteydi. Nitekim 1994’ten sonra ABD’nin bölgeye ilgisi artmış, ABD Rusya’nın Kafkaslarda özel bir konuma sahip olmasını kabul etmediğini açıklamıştır.

Türkiye, Azerbaycan’ın diğer Orta Asya Cumhuriyetleri ve Gürcistan’la da ilişkilerini iyileştirmesinde öncü bir rol üstlenmiştir. Örneğin 1993’ten itibaren Türkiye’nin liderliğinde altı defa toplanan Türk Devletleri Zirvesi’nde, devlet başkanlarının yaptıkları görüşmeler ilişkilerin iyileşmesinde önemli rol oynamıştır. Türkiye, Azerbaycan-Türkiye-Gürcistan arasında Nisan 2002’de düzenlediği zirve ile yeni alternatifler için öncü olabileceğini göstermiştir. Zirvede, doğu-batı yönünde kurulması öngörülen ulaştırma koridorları (İpek Yolu Projesi), zirveye katılan üç ülkeden geçecek petrol ve doğalgaz boru hatları (Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Şahdeniz Doğalgaz Boru Hattı) ve iletişim projeleri ile bu projelerin güvenliğine ilişkin konular, 11 Eylül sonrası ortaya çıkan yeni koşullar ışığında terörle savaşım alanında işbirliği, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı, ekonomik ilişkiler ele alınmıştır.

Dönem dönem ortaya çıkan farklılıklara rağmen Azerbaycan-Türkiye ilişkileri, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk 10 yıl içinde büyük gelişme göstermiştir. Bu dönem boyunca Azerbaycan ve Türkiye arasında 150’ye yakın anlaşma, protokol ve diğer belgeler imzalanmıştır. Bu anlaşma ve protokoller ekonomi, ticaret, eğitim, kültür konularında ve bilimsel alanlardadır. Özellikle Elçibey yönetimi döneminde ağırlık verilen bu anlaşma ve protokoller, iki ülke arasındaki ilişkilerin çok yönlü olarak genişletilmesi ve derinleştirilmesi için güvenilir yasal zemini hazırlamıştır. Bu doğrultuda iki ülke arasındaki ticari ilişkiler gelişme göstermiştir. Elçibey döneminde imzalanan anlaşma ve protokollere Aliyev döneminde yenileri eklenmiştir:

Türkiye ve Azerbaycan Arasında Bilimsel, Teknik, Sosyal Kültürel ve Ekonomik Alanlarda İşbirliği Anlaşması (Ankara, 09.02.1994)

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması (Ankara, 10.05.1995)

Türkiye ve Azerbaycan Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması (Bakü, 04.01.1997; Ankara, 25.07.1996)

Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Küçük ve Orta Ölçekli Sinai İşletmelerin Geliştirilmesine İlişkin İşbirliği Hakkında Protokol (Ankara, 1997)




1992’den itibaren Azerbaycan’ın Türkiye ile dış ticaret hacmi 1993, 1997 ve 1999 yılları dışında her yıl ortalama %36 artmaktadır. Buna rağmen iki ülkenin potansiyel imkanları ile kıyaslandığında ticari ilişkilerinin zayıf kaldığını belirtmek gerekir. Azerbaycan’ın Türkiye’ye ihraç ettiği mallar arasında dizel, ham petrol, benzin, polietilen, pamuk, pamuk ipliği, deri, meyan kökü, alkollü içkiler, çay, elektronik cihazlar, plastik ürünler başta gelmektedir. Türkiye’nin Azerbaycan’a ihraç ettiği mallar arasında ise esas yeri gıda, tekstil ürünleri, elektronik aletler, otobüs, otomobil, traktör, jeneratör, sentetik iplik, plastik ve ham ürünler almaktadır.

Azerbaycan, ticaretin yanı sıra yatırım alanında da Türk iş adamlarınca tercih edilen bir ülkedir. Bu itibarla, 1992 yılından itibaren birçok Türk şirketi Azerbaycan'da müşterek müessese kurmuşlar, şube veya temsilcilik açmışlardır. Petrol sanayiinde üç, telekomünikasyonda üç, inşaat sektöründe 18, bankacılık alanında üç, taşımacılıkta 10, yayın ve matbaacılık konusunda beş ve imalat sektöründe ise 70'e yakın Türk firması bulunmaktadır. Ayrıca, hizmet ve ticaret sektöründe faaliyet gösteren 100'ün üzerinde Türk şirketi vardır. Yapılan araştırmalara göre, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasından kısa bir süre sonra (1992) Türk şirketlerinin Azerbaycan'daki toplam sermaye ve yatırımları 500 milyon ABD doları seviyesine ulaştığı tahmin edilmektedir.

İki ülke arasında ilişkiler, ekonomi ve ticaretin yanı sıra, eğitim ve kültür alanında da gelişmektedir. Önemli sayıda Azeri öğrenci Türk okullarında öğrenim görmekte, diplomatlar Türk Dışişleri Bakanlığı’nda eğitim almaktadırlar. Dahası, Türkiye Kril alfabesinden Latin harflerine geçen Azerbaycan’daki okullar için kitaplar hazırlamaktadır. Azerbaycan’da Türkiye’nin yardımı ile açılmış bir üniversite, 15 ortaokul ve 11 lise bulunmaktadır. Türkiye’den de Azeri okullarına üniversite öğrencileri gitmektedirler.

Türkiye, Hazar petrollerinden faydalanabilmek için de Azerbaycan’la çeşitli projeler geliştirmektedir. Azeri, Çırag ve Güneşli petrol yataklarına ilişkin 20 Eylül 1994 tarihinde imzalanan anlaşmaya Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) da %6,75’lik bir payla katılmıştır. Bunun dışında, TPAO Şah Deniz yatağı projesi anlaşmasında %9,2, Kürdaşı yatağı projesinde %5, Araz, Alov ve Şerg petrol anlaşması projesinde %10 paya sahiptir. Türkiye Azerbaycan için önemli olduğu kadar, Azerbaycan da Türkiye için büyük önem taşımaktadır. Özellikle petrol konusunda Azerbaycan Türkiye için çok önemlidir. Son yıllarda Türkiye’nin bölgeye yönelik dış politikası petrole ve Bakü-Ceyhan Boru Hattı’na endekslenmiştir. Yapımı tamamlanan ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de katıldığı bir törenle işletmeye açılan 1.770 kilometre uzunluğundaki hattın 1074 kilometresi Türkiye topraklarından geçmektedir. Bu hat ile birlikte, Hazar petrolü Türkiye üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılacaktır.

Petrolün yanı sıra, Azerbaycan doğalgazının Türkiye’ye ihraç edilmesine ilişkin 12 Mart 2001’de Ankara’da imzalanmış olan anlaşma önemli bir adım niteliğindedir. Bu anlaşmaya göre 2004–2018 yılları içerisinde Şah Deniz yatağından Türkiye’ye Azerbaycan gazı satılacaktır.

Görüldüğü gibi, bazı olumsuzluklara ve kesintilere rağmen bağımsızlık sonrası Azerbaycan-Türkiye ilişkileri olumlu yönde ilerlemiş, iki ülke arasında anlaşma ve protokoller imzalanmış, geleceğe yönelik projeler geliştirilmiştir. İki ülke arasındaki ilişkilerin bölgede çıkarları olan diğer devletlerin de stratejik karar ve eylemlerinden bağımsız gelişmesi mümkün olmadığından, bundan sonraki gelişmeler; iki ülkenin ve ABD, AB ve Rusya gibi diğer bölge aktörlerinin dünya dengelerinde kendilerini koymak istedikleri yer bağlamında
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://myfrm.yetkin-forum.com
nos__
Admin
Admin
nos__


Erkek
Mesaj Sayısı : 118
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 08/07/08

Azerbaycan - Türkiye İlişkileri Empty
MesajKonu: Geri: Azerbaycan - Türkiye İlişkileri   Azerbaycan - Türkiye İlişkileri EmptyCuma Tem. 11, 2008 7:19 pm

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün üç günlük Azerbaycan ziyareti Türkiye’nin Türk dünyasına yönelik politikasında yeni bir vizyonun ilk adımı olarak yorumlanıyor. Oldukça kalabalık bir heyetle ilk dış ziyaretini İlham Aliyev’in isteğiyle Azerbaycan’a gerçekleştiren Gül, ilişkilerin yeni bir boyut kazanabilmesi için iki ülke arasında serbest dolaşım ve serbest ticaret koşullarının gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti. Gül’ün Azerbaycan ziyaretinde ise İlham Aliyev Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımı ve PKK terör örgütüne karşı mücadelesine destek verdiklerini açıkladı.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra giderek yükselen bir ilişki düzeyi içerisinde bulunan Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkiler iki ayrı dönemde değerlendirilebilir. Duygusal ve idealist olarak nitelendirilen ilk dönemde (1991-1994) Ebülfez Elçibey ve Turgut Özal’ın idealist yaklaşımları iki ülke arasındaki ilişkilerin bir sonraki aşamaya taşınması için bir temel hazırladı. Fakat Türkiye’nin Azerbaycan’ın sorunlarının çözümünde yetersiz kalması ve Azerbaycan’ın iç ve dış politikasında dengeyi tutturamaması duyguların pratiğe dönüşmesini engelledi. Realist olarak nitelendirilen ikinci dönemde ise (1994-…) Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in dostluğu projelerin gerçekleşmesi açısından büyük rol oynadı. Turgut Özal ve Ebülfez Eliçbey’in yapmak isteyip de yapamadığı birçok projenin imzası ve temeli Haydar Aliyev ve Süleyman Demirel tarafından atıldı. Bu döneme aynı zamanda Haydar Aliyev’in Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine “Bir Millet İki Devlet” sloganı damgasını vurdu. Fakat Haydar Aliyev’in vefatı ve Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı süresinin dolması iki devlet arasındaki ilişkilerde bir kopukluk yarattı. İlişkilerin gelişiminde liderlerin dostluğu ve devlet tecrübeleri büyük rol oynadıysa da ilişkilerin birçok bağlamda kurumsallaşmamış olması kopukluğun temel nedenlerindendi. Bu kopukluk döneminde realist dönemin ürünleri olan projeler tamamlanmış olsa da yeni aşamaya geçilemedi.

İlişkilerdeki Sınav Dönemi

Bu süreçte iki devlet arasında oluşan diyalog boşluğu karşılıklı beklentilerin karşılanmasını da olumsuz etkiledi. Oysaki Türkiye’nin Azerbaycan’dan, Azerbaycan’ın ise Türkiye’den bazı beklentileri bulunmaktaydı. Türkiye’nin bu süreçte Azerbaycan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik uluslararası ambargoyu hafifletmesi, Ermeni lobisinin sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı Türkiye’yi yalnız bırakmaması ve PKK’ya karşı sınır ötesi operasyona destek vermesi gibi beklentileri oldu. Bu konularda Azerbaycan Türkiye’ye desteğini bazen zamanında bazen de geç de olsa açıkladı. (Azerbaycan’dan Türkiye’ye Destek. Cumhuriyet Strateji, 5 Kasım 2007)

Karşılıklı beklentilerde en az sıkıntı yaşanması gereken konuyken en fazla sıkıntı Ermenilerin sözde soykırım çalışmalarına karşı umulan desteğin Azerbaycan’dan geç gelmesi oldu. 2007 yılında Ermenilerin ABD senatosunda sözde soykırım yasa tasarısını kabul ettirmek için çalışma yaptığı günlerde Azerbaycan’ın teşebbüsüyle Bakü’de Türkiye-Azerbaycan’ın yurt dışındaki lobi teşkilatlarının ortak strateji belirlemesi için toplantı yapıldı. Türkiye’de beklenti bu ortak faaliyetin Avrupa’da ve ABD’de pratiğe dönüşmesi ve Azerbaycan’ın resmi düzeyde Fransa ve ABD’ye tepki göstermesiydi. Ancak destek zamanında gelmedi ve Türkiye’den eleştiri sesleri yükseldi. Türkiye’deki bu eleştiriler ilişkilerde başka bir endişenin oluşmasına da neden oldu. Türkiye Ermeni Sorununun Türkiye-Azerbaycan için ortak sorun olduğu ve Türkiye’nin Ermeni işgaline karşı Azerbaycan’a çok ciddi destek verdiği gerçeğinden yola çıkarak Azerbaycan’ın da Türkiye’nin yanında yer almasını istedi. Türkiye’de birçok yazar Azerbaycan’ı Türkiye’yi yalnız bırakmakla eleştirdi. Bu eleştiri “Azerbaycan bize destek vermiyorsa biz neden Azerbaycan için Ermenistan’la kapılarımızı kapalı tutuyoruz” şeklinde iki devlet arasında soruna neden olabilecek bir seviyeye ulaştı. Fakat Türk yetkililer peş peşe açıklamalar yaparak Ermenistan’ın soykırım iddialarından vazgeçmediği ve işgal ettiği topraklardan çıkmadığı sürece sınır kapılarının açılmayacağını ifade etti. Mayıs 2007’de İstanbul’da yapılan Karadeniz İşbirliği Örgütü zirvesinde Ermenistan Dış İşleri Bakanıyla görüşme yapan dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Ermenistan işgal ettiği topraklardan çıkmadığı sürece sınır kapılarının açılmayacağını ifade etti.

Öte yandan Azerbaycan’ın Ermeni lobisinin çalışmalarına karşı Türkiye’ye destek mesajlarının gecikmesi ülkenin kendi içinde de ciddi eleştirilere neden oldu. 12 Ekim 2007’de Azerbaycan’da yayınlanan Ayna gazetesi şöyle yazıyordu: “Temsilciler Meclisi tasarıyı görüşmeye hazırlanırken Abdullah Gül Beyaz Saray’ı uyaran bir mektup yazdı. Maalesef bu mektupta Azerbaycan cumhurbaşkanının imzası bulunmuyordu. Unutulmamalıdır ki, ABD’nin kabul edeceği karar sadece Türkiye’ye değil toprakları işgal altında olan Azerbaycan’a da darbedir.” Azerbaycan’ın resmi desteği 10 Ekim 2007’de Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nda sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısının kabul edilmesinden sonra geldi. 10 Ekim’de toplanan Azerbaycan Milli Meclisi tasarıyı kınadı ve kamuoyunda ABD’nin Minsk Grubu’ndan çıkarılması gereğinin gündeme gelmesi istendi. 12 Ekim 2007’de Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Azerbaycan dışişleri bakanlığı yanlış ve kasten alınmış bu kararı kınıyor ve bu kararı bölgesel ve küresel süreç açısından yanlış bir adım olarak değerlendiriyor. Bu konuda Türkiye’nin, arşiv belgelerinin açılması tezini destekliyor. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, ABD Kongresi’ni etnik lobilerin etkisi altında kalmadığını ve kötü niyetli olmadığını göstermesi için 106 sayılı kararı kabul etmemeye çağırıyor”. Bunun dışında Gül’ün Bakü ziyareti öncesi konuyla ilgili basının sorularını yanıtlayan Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, tasarının Temsilciler Meclisi’nden geçmemesi için Amerikan meclisindeki Azerbaycan’a yakın üyelere, yasanın Azerbaycan-ABD ilişkilerine vereceği zararların anlatıldığını ifade etti.

Doldurulması Gereken Boşluklar

Bakü’ye gitmeden önce Ankara’da Azerbaycan basınıyla yaptığı görüşmede ilişkilerde yeni bir aşamaya geçilebilmesi için iki ülke arasında serbest dolaşımın ve serbest ticaretin sağlanması gerektiğini ifade etti. Serbest dolaşım için Türkiye tek taraflı olarak bir adım attı. 29 Temmuz 2007’den beri Azerbaycan, Türkmenistan, Moğolistan ve Tacikistan vatandaşları 30 günü aşamayan turistik ziyaretlerinde Türkiye’ye vizesiz bir şekilde giriş yapabiliyor. Şimdilik Azerbaycan Türkiye vatandaşlarına vizeyi kaldırmadıysa da Türkiye’nin bu adımı Azerbaycan üzerinde vizeyi kaldırmak için bir baskı oluşturacaktır. Zaten ziyaret bağlamında basına açıklama yapan Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov vizeyi kaldırmak için çalışmalar yapıldığını açıkladı.

Tüm bunların yanı sıra 7 Şubat 2007’de imzalanan demiryolu anlaşması pratiğe dönüşürse serbest ticaret için büyük bir adım atılmış olur. Diğer yandan Gül’ün Bakü’de imzaladığı Uzun Vadeli Ekonomik İşbirliği Anlaşması İcra Planı serbest ticaretin geliştirilmesi için hukuksal bir temel olarak görülebilir. Serbest ticaret ve serbest dolaşım söylemlerinin pratiğe dönüşmesi sadece Türkiye-Azerbaycan ilişkileri açısından değil aynı zamanda Türkiye-Orta Asya ilişkileri açısından da önemlidir. Bu bağlamda Türkiye’nin Azerbaycan-Türkmenistan arasındaki sorunların çözümünde aktif rol alması da Türk dünyası siyaseti açısından önemli bir adım olabilir.

İki ülke arasındaki mevcut ekonomik ilişkiler beklentilerin altındadır ve bu bağlamda bazı boşluklar vardır. Diğer büyük devletlerden farklı olarak Türkiye yurt dışındaki özel yatırımlarını korumak için yeterli çaba sarf etmemektedir. Genel anlamda ise ilişkiler hala kurumsallaşmamış sadece liderlerin inisiyatifi düzeyindedir. Sivil toplum örgütleri, muhalif partiler ve diğer devlet dışı kurumlar arasında özel bir ilişki bulunmamaktadır. İki devlet arasındaki ilişkilerin beklenen düzeye ulaşması için bu boşluklar doldurulmalıdır. Sonuç olarak bu tür ziyaret ve adımlar konjonktürel değil planlı ve devamlı stratejiye dönüşürse iki devlet arasındaki ilişkilerde mesafe kaydedebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://myfrm.yetkin-forum.com
 
Azerbaycan - Türkiye İlişkileri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Azerbaycan'da Nevruz
» Azerbaycan'dan Haberler
» Azerbaycan Cumhuriyeti

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
●ƒσяυм нσтgσσ● :: ● Türk Dünyası ● :: Azerbaycan-
Buraya geçin: